Mansur Yavaş hangi ideolojik yapıdan bahsediyorsun?

Yıldıray Çiçek

“Bazı başka partilerdeki makamlar yüzünden hiçbir zaman ben davasını partisini satacak adam değilim.” dedikten bir yıl sonra davasını ve partisini satarak 2014 yılında CHP’den aday olan Mansur Yavaş, 2019 yılında yine CHP’den Ankara Büyükşehir Başkan Adayı olarak karşımızdadır. Demek ki makam için partisini, davasını satabilecek biriymiş!

2014 yılında CHP’ye geçmeden çok kısa bir süre önce de “İnsanların gözünde Mansur Yavaş belediye başkanı olmayı çok istiyor, bunun için de her şeyi göze alıyor parti değiştiriyor imajı ortaya çıkıyor. Ben bunu istemiyorum” açıklamasını yapmıştı. Demek ki istiyormuş!

CHP’ye geçer geçmez de Ülkücü-MHP’li kimliğini bir kenara atmış ve “Bugün 40 yıllık geçmişimi geride bırakarak, CHP adayı olmamla, geride kalan bütün tartışmalar bitecektir. Örgütle birlikte, el ele çalışarak Ankara’yı kazanacağız.” açıklamasını yapmıştı.

Böyle profili bir kenara bırakın, sırf CHP’nin adayı olması bile Ankara’nın bu kişiye teslim edilmemesi için gerekli bir nedendir. CHP’ye teslim edilmiş bir Ankara aynı zamanda HDP’nin de pay sahibi olacağı Ankara olacaktır.

Mansur Yavaş böyle bir profile sahip olmayıp dört dörtlük birisi de olsa, HDP’yle aynı ciğerden soluyan CHP’den aday olması bile kazanmaması için yeterli bir sebep olacaktır.

Cumhur ittifakının adayı AKP’li Mehmet Özhaseki, “Zillet, İllet” diye tabir edilen CHP-İP ittifakının adayı da CHP’li Mansur Yavaş’tır. HDP ise CHP-İP yancılığında Ankara’da nasıl bir strateji izleyeceğini henüz netleştirmedi.

CHP’li Mansur Yavaş Ankara’da MHP’lilerin oylarının peşindedir. 2014 yılında gaflet tuzağına düşenleri bir kez daha kandıracağını düşünmektedir. Mansur Yavaş’ın düşünemediği ise CHP’nin 2014 yılında henüz terör örgütü pkk’nın ve siyasi taşeronu HDP’nin kucağına düşmemiş olmasıydı. Son dört yıldır pkk ve HDP çizgisinde yürüyen CHP’nin adayı olduğunu artık kabullenmeli ve 2014 yılında CHP’ye geçtiğinde “geçmişte bıraktım” dediği Ülkücü kimliği şimdi menfaati için tekrar hatırlayıp “Ben hala Ülkücüyüm” masallarını anlatmamalıdır.

Mehmet Özhaseki için hiç kimse “hala Ülkücü” diyemeyeceği gibi, Mansur Yavaş’a “Ülkücü” diyebilmek de dalkavukluk olur. Bu manada CHP ve İP’te bir hayli dalkavuk da vardır.

Mansur Yavaş geçen gün Haber Türk televizyonunda Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu programa katıldı.

Didem Arslan Yılmaz’ın “Mehmet Özhaseki’yle aynı ideolojik yapıdan geliyorsunuz” sözü karşısında, Mansur Yavaş “Aynı ideolojik yapıdan gelmiyoruz” diyerek tebessüm ediyor ve utanmadan kendinin hala Ülkücü olduğunu söylüyordu.

Mansur Yavaş “aynı ideolojik yapı” derken neyi kast ediyor acaba?

Mehmet Özhaseki geçmişinde Ülkücü olduğunu söylerken, 2014 yılından itibaren CHP’li olan Mansur Yavaş da hala Ülkücü olduğunu söylüyor. Son dört yıldır HDP’ye yol arkadaşlığı yapan CHP’nin üyesi olan biri nasıl Ülkücü oluyor diye herhalde yüksek sesle sormak lazımdır. “MHP dışında Ülkücülük nasıl oluyor?” diye de eklemek şarttır.

Mansur Yavaş bir zamanlar Anavatan Partisi milletvekili adayı olan, aynı zamanda Beypazarlı olan Sezai Pekuslu’nun seçim çalışmalarına katkı sunmak için İstanbul’dan kalkıp gelen birisidir. Mansur Yavaş aynı zamanda, MÇP ilçe başkanı iken rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile hareket etmek adına yönetim kuruluyla birlikte istifa etmişti. Beypazarı İlçe Başkanlığı bu sebepten dolayı uzun süre kapalı kalmıştı. Tüm bunları Beypazarı’nda yaşayan Ülkücüler bilir. Ama gün gelmiş aynı kişi MHP’den belediye başkanı olmuştur. Demem o ki, “Aynı ideolojik yapı” kırışması yapan Mansur Yavaş’ın ideolojik bir çizgisi hiç olmamıştır. 2014 yılında CHP’ye geçerek de en yüksek ölçüde bunu ispatlamıştır.

Artık bizleri bağlayan ittifakların ruhu ve durduğu noktadır. O yüzden geçmişten anılar anlatarak değil, kiminle hareket ediyorsun noktasından bakmak daha sağlıklı kararlar vermemizi sağlayacaktır. “Yıldıray Çiçek geçmişte Mehmet Özhaseki’ye şunları yazdı” diye eski yazılarımı dolaşıma sokanlar, Mansur Yavaş için yazdığım yazıların kitap olacağını da görmelidir. Ben her şart ve zeminde Ülkücü Hareket’in ve MHP’nin hukukunu koruyan bir yazarım. Biz ne dün yazdıklarımızı, ne de 15 Temmuz sonrası yazdıklarımızı inkâr etmiyoruz.

MHP’nin kurumsal olarak aldığı her karar Ülkücü’nün uygulayacağı karardır. Bunun üzerinde tartışma yaratan emin olun düşmanın safına hizmet edenlerdir. HDP ile tek vücut olmuş CHP’nin adayını desteklemek için herhalde bir Ülkücünün akli dengesini yitirmesi gerekir. 2014 yılında MHP’nin Prof. Dr. Mevlüt Karakaya gibi çok kaliteli bir Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı varken ona oy vermeyip, gidip Mansur Yavaş’a, gidip Melih Gökçek’e oy veren ideolojik sahtekârların, bugün günümüzün şartlarına göre MHP’nin aldığı kararı sorguluyor olması, yine MHP’ye edecekleri ihanete zemin hazırlamaları demektir. “MHP niye aday çıkarmadı?” fitnesi yaratanın MHP’nin iyiliği için bunu düşünmediğini herkesin iyi anlaması gerekmektedir.

O yüzden hiç kimse CHP’li bir adayın kendini “Ben hala Ülkücüyüm” yalanlarıyla pazarlamasına aldanmamalıdır. Ülkücü MHP’de olur, MHP ne karar alıyorsa onu destekler.

2104_11_01_2019_00_03

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.