Mahkemeden “terör propagandasına dönüşen şiddet eylemleri siyasi parti çalışması değildir” kararı

İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılan Van’ın HDP’li Özalp Belediye Meclis Üyesi Dilan Örenci’ye “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının gerekçeli kararı hazırlandı.

Van’da hakkında yürütülen terör soruşturması kapsamında İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılan Özalp Belediye Meclis Üyesi Dilan Örenci’ye verilen hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.

Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Özalp ilçesinde yasal dayanağı olmamasına rağmen belediyede “eş başkanlık” unvanını kullandığı, terörle iltisaklı kişileri işe aldığı ve teröristlere destek sağladığı gerekçesiyle Örenci’ye “silahlı terör örgüte üye olmak” suçundan verdiği 6 yıl 3 ay hapis cezasına ilişkin hükmün gerekçeli kararını hazırladı.

Terör örgütü PKK/KCK’nın yapılanması, faaliyetleri ve amaçlarıyla ilgili detaylı bilgilerin yer aldığı gerekçeli kararda, terör örgütünün 2000’li yılların başından itibaren özellikle gençleri, kadınları ve çocukları kitlesel eylemler yoluyla kullandığı vurgulandı.

Terör örgütünün istismarcı bir karakterinin olduğu ve istismar edilen grupların başında kadınlarla çocukların geldiği bildirilen kararda, “özgürleşme” vaadiyle kandırılarak terör örgütüne katılımı sağlanan kadınların, siyasi ve silahlı eylemlerde, intihar saldırılarında, propaganda faaliyetlerinde, kitlesel eylemlerde, bilgi toplamada, eleman temini faaliyetlerinde kullanıldığı aktarıldı.

Kararda, terör örgütü tarafından kullanılan ikinci grubun ise çocuklar olduğuna işaret edilerek, örgütün “gençlik yapılanması” aracılığıyla 18 yaşından küçük çocukları kandırarak şiddet içerikli sokak eylemlerinde, eylem hedeflerinin keşfinde ve istihbarat faaliyetlerinde kullandığı aktarıldı.

PKK’nın, “cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, anayasada belirtilen “Cumhuriyetin niteliklerini, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak” amacıyla kurulduğu ifade edilen kararda, bu amaç için birçok silahlı eylem gerçekleştirdiği anlatıldı.

“Siyasi partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır”

Siyasi partilerin anayasada vurgulandığı gibi demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olduğu belirtilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

“Demokrasilerde, özgürlüklerle doğrudan ilişkili olan ve yüksek bir meşruiyete sahip bulunan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün, başka özgürlükler gibi, terör örgütlerince kötüye kullanılmak istenebileceği açıktır. Nitekim birtakım siyasi faaliyetteki asıl hedef ve amaçların, açıklanan hedef ve amaçlardan daha başka olabileceği gibi, asıl hedef ve amaçların gizlenebileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ‘yazar ve diğerleri’ başlıklı kararında da vurgulanmıştır. Bir faaliyetin siyasi faaliyet, örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi ve anayasa ile sözleşmenin korunmasından yararlanabilmesi için gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddet ile ilişkisi, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olup olmadığı ve bir terör örgütü ile amaç veya yöntem bakımından ya da yapısal bir bağlantısının bulunup bulunmadığına bakılmalıdır. Terör örgütü yöneticilerinin talimatı veya örgütün çağrıları doğrultusunda gerçekleştirilen ve terör örgütünün propagandasına dönüşen şiddet eylemleri ve faaliyetlerin siyasi parti çalışması olarak kabulü mümkün değildir.”

İşe alınacakların listesi hazırlanmış

Sanık Örenci’nin sözde “eş başkanlık” görevini sürdürdüğü ve belediye binasındaki makam odasını ortak kullandığı belirtilen kararda, makam odasında el konulan evrakta işe alınacakların isimlerinin yazıldığı, yapılan incelemelerde bazılarının “değer ailesi” kapsamında değerlendirildiği ifade edildi.

Örenci’nin çatışmada ölü ele geçirilen teröristlerin taziyelerine, yasa dışı protesto eylemlerine katıldığı bilgisine yer verilen kararda, “Sanığın söz konusu eylemleri demokratik siyasi bir çerçevede değerlendirilemeyecektir. Dosya kapsamında tüm hususlar dikkate alındığında sanığın organik bağ kurup, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemlerle ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçunu işlediğine mahkememizce kanaat getirilmiştir.” ifadelerine yer verildi.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.