İlk 100 gün fiyasko

Orhan KARATAŞ

CHP’li belediyelerin ilk icraatı, haksız, hukuksuz, mesnetsiz gerekçelerle yapılan kıyımlar olmuştur. CHP’ye geçen her belediye de aynı şey yaşanmıştır, ama özellikle Adana, Mersin ve Bolu’daki işçi kıyımları bütün Türkiye’yi ayağa kaldırmıştır. HDP’ye ödenen diyetler ve akraba kayırmaları diğer icraatlardır.

Hükümetlerin, belediyelerin, kurumların ilk 100 günü önemlidir ve sonrası için bir fikir verir. Yerel seçimlerin üzerinden 100 gün geçti ve özellikle el değiştiren belediyeleri sağlıklı şekilde değerlendirmeye yetecek bir süreye sahibiz. Kaldı ki, kendileri de zaten 100 gün hedefleri koymuşlardı. Şimdi bunların ne kadarının hayata geçirildiğine ve ne yaptıklarına bakarak, bundan sonrası için bir analiz yapabiliriz.

ENDİŞELERİMİZ HAKLI ÇIKTI

El değiştiren belediyelerle ilgili seçimlerin hemen sonrasında yazdığımız yazılarda ve katıldığımız televizyon programlarında öngörülerimizi sıralamış ve muhtemel gelişmeleri değerlendirmiştik.Vaatlerin uçukluğa dikkat çekmiş, HDP ile kurulan kirli ortaklık için ödenecek diyetlerden duyduğumuz endişeyi dile getirmiştik. Personel kıyımları ve liyakat konusunda da dikkatli olunması gerektiğini anlatmıştık. Geriye baktığımız zaman basına yansımış, hepsi ispatlı şahitli olarak gördüğümüz manzara, kıyım, kayırma ve diyet ödemeden ibarettir. Bugün gazetemizin manşetinde yer alan haberde, ayrıntılar yer almaktadır.

ZULÜM VE KIYIM

CHP’li belediyelerin en istikrarlı icraatı, haksız, hukuksuz, mesnetsiz gerekçelerle yapılan kıyımlar olmuştur. CHP’ye geçen her belediye de aynı şey yaşanmıştır, ama özellikle Adana, Mersin ve Bolu’daki işçi kıyımları bütün Türkiye’yi ayağa kaldırmıştır. Kıyıma uğrayan işçi ve personelin ortak özelliği ülkücü ve milliyetçi vatansever insanlar olmalarıdır. Üretilen gerekçeler komiktir ve hiçbir gerçekliği yoktur. Sendika değiştirme dayatması ile başlayan zulümler, binlerce emek sahibinin kapının önüne konulması ile sonuçlanmıştır. Elbette hukuk yolu açıktır ve haksızlığa uğrayan kardeşlerimiz sonuna kadar haklarını arayacaklardır. Sadece bu kadarı bile CHP’nin zulüm ve haksızlıktan başka bir şey üretemeyeceğini ispatlamaktadır.

KENDİLERİNİ TARİF ETMİŞLER

CHP’nin seçimler öncesinde en çok söylediği şey, devlet ve belediye imkanlarının yandaşlara peşkeş çekildiği iddiasıydı. Meğer kendilerini tarif ediyor, kendilerini anlatıyorlarmış. Henüz 100 gün geçti, ama CHP’li belediyelerdeki kayırmalar, paylaşımlar, rant ve çıkar ilişkileri gazete sayfalarını doldurmaya fazlasıyla yetti. Eşini, oğlunu, gelinini, akrabasını en kritik görevlere dolgun maaşlarla getiren CHP’li belediye başkanları her gün gazete sayalarında çarşaf çarşaf yer alıyor. Kim bilir basına yansımayan, henüz fark edilmeyen, kılıfına uydurulan daha neler vardır. Bunları yapıyorlar, sonra da basına açık toplantılarda, özellikle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, tam tersi nutuklar atıyor. Adalet ve haktan bahsediyor. Göstermelik şekilde bazı görevden almalar alıyor, ama her şey kaldığı yerden hem de artarak devam ediyor.

DİYET ÖDÜYORLAR

Başka bir vahim durum da HDP üzerinden PKK’ya ödenen diyettir. Seçimlerin hemen sonrasında bu diyet beklentisi açık ve aleni şekilde dile getirilmişti ve zillet ortaklarından en küçük bir itiraz gelmemişti. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, hem de meclis kürsüsünden, “İstanbul, Ankara ve diğer destek verdiğimiz yerlerde kazanmışsanız bu HDP sayesindedir. HDP’yi yok sayamazsınız” diyerek, sıranın ödenecek diye geldiğini ilan etmişti. Bunu sadece CHP ile de sınırlı tutmadılar. İP’de “bizim sayemizde o sıralarda oturuyorsunuz” diyerek, kurulan kirli işbirliği hatırlattılar. Nitekim, Adana ve Mersin’de belediyelerde yapılan üst düzey atamalarda, HDP üzerinden PKK’ya diyet ödemekte fazla geç kalınmayacağını gördük. Bunlar şimdilik nabız yoklamadır ve verilecek tepkilere bağlı olarak arkası gelecektir. Tam bu noktada hükümeti ve sorumluları dikkatli olmaya ve belediye imkânlarının Kandilli katillere akması için tedbir almaya davet ediyoruz. CHP İstanbul İl Başkanının açıklamaları endişelerimizi çok daha arttırmıştır. Açık şekilde HDP’ye göz kırpılıyor, PKK’ya mesaj veriliyor.

İSTANBUL HAYAL KIRIKLIĞI

İstanbul özel ve ayrı bir öneme sahiptir. İki defa seçim yapılmış ve bütün dünya bu seçimlere dahil olmuştur. Beklenti çok yüksektir. Ancak Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a hizmet etmekten çok, siyasi ikbal peşinde olduğunu ibretle izliyoruz. Devasa sorunlara çare aramak için işine yoğunlaşmak yerine, Bodrum’da tatil yapmayı seçmiştir ki, bu durum İstanbullu için daha şimdiden büyük bir hayal kırıklığıdır. Dönem sonunda büyük bir enkaz bırakmasından duyduğumuz endişeyi bir defa hatırlatalım. İmamoğlu, İstanbul’la ilgilenmek yerine, başka siyasi hesaplar peşinde olduğunu ilk dakikadan itibaren göstermiştir. Partisi içinde meydan okumaya başlamış ve sözleri ile davranışları arasında büyük bir çelişki oluşmuştur. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna göz diktiği iddiasını kendi partilileri dahi yüksek sesle dile getirmektedirler.

Ne yazık ki, bütün endişelerimiz, bütün öngörülerimiz fazlasıyla haklı çıktı. CHP’li belediyelerin ilk 100 günü kelimenin tam anlamıyla derin ve büyük bir fiyaskodur. Bu durum bundan sonrasında olacakların da habercisidir ve olumlu anlamda hiçbir ümidimiz, hiçbir beklentimiz şimdiden kalmamıştır.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.